13 Ekim 2013 Pazar

MEME KANSERİNİN BELİRTİLERİ


MEME KANSERİNİN BELİRTİLERİ
 
 
Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanseri,  nadir olarak erkeklerde de ortaya çıkabiliyor. İstatistiklere göre Avrupa’da her 10 kadından biri, ABD’de ise her 8 kadından biri meme kanserine yakalanıyor.
Meme kanserinin görülme oranının her geçen gün yükselmesi hastalığın önemini daha da artırıyor. Ancak teknolojik gelişme ve erken tanı olanakları, meme kanserinde yaşam kayıplarının düşük olmasını sağlanıyor.
Bunun yanında Batı ülkelerinde sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları ve hükümetlerin sağlık politikaları sonucu toplumun meme kanseri bilincinin artırılması meme kanserine bağlı ölüm oranlarının düşük kalmasını sağlayan bir başka unsur. 
 

Belirtileri nelerdir?

Meme kanserinde önemli olan, belirtiler ortaya çıkmadan hastalığı yakalayabilmek. Çünkü belirtilerin gelişmesi, hastalığın ilerlediği anlamına geliyor.
Meme kanserinde en sık görülen belirtiler ise;
  • Memede ya da koltuk altında ele gelen kitle,
  • Memenin boyutunda veya şeklinde oluşan değişiklik,
  • Meme başından kanlı akıntı gelmesi,
  • Memenin derisinde veya meme başında şekil ve renk değişikliği,
  • Meme veya meme başında içeriğe doğru çekilme olması
  • Memede kitle olmamasına rağmen koltukaltında ya da boyunda bir beze oluşması.
 

Risk faktörleri nelerdir?

Bazı risk faktörlerine sahip kadınlarda meme kanseri görülme ihtimali artıyor. Ancak yine de risk faktörlerini taşımayan kişilerin de meme kanserine yakalanması mümkün.
Meme kanserinde ileri yaş önemli bir risk faktörünü oluşturuyor. 50 yaş üzerinde olan kadınlarda meme kanseri görülme sıklığı, 50 yaşın altında olan kadınlardan 4 kat daha fazla oluyor. Bu nedenle, özellikle 50 yaş üzerindeki kadınlarda tarama testlerinin önemi artıyor.
 

Risk faktörleri

  • Ailede meme kanseri öyküsünün bulunması,
  • Adetlerin erken yaşta başlamış olması (12 yaş altı),
  • Doğum yapmamış olmak,
  • İlk doğumu 30 yaş sonrasında yapmış olmak,
  • Geç yaşta menopoza girmek,
  • Kilolu olmak ve özellikle menopoz sonrası kilo almak,
  • Sigara tüketmek ve düzenli alkol almak riski artırıyor.
 

Tanı nasıl konur?

Memede şüpheli bir kitle bulunması halinde tanı koymak için biyopsi yönteminden yararlanılıyor. Biyopsi sıklıkla görüntüleme eşliğinde özel bir iğne ile tümörden küçük bir parça alınması şeklinde  yapılıyor. Çok küçük tümörler işaretlenerek tümüyle çıkarılabiliyor.
Meme kanseri tanısı konan hastada, hastalığın hangi evrede olduğunun ve başka organlara yayılıp yayılmadığının da araştırılması gerekiyor.
Meme kanserinin evrelendirilmesinde ve tedavisinde yeni altın standart:
 

Sentinel Lenf Düğümü Biyopsisi

Sentinel lenf bezi biyopsisi, meme kanseri tanısı alan hastaların tedavi sürecinde evrelendirilmesini çok düşük oranda bir yan etki ile gerçekleştirilmesini sağlıyor. Sentinel adı verilen koltukaltındaki "ilk" lenf bezi ameliyat sırasında bulunarak tetkik ediliyor ve tüm lenf bezlerinin çıkarılmasına gerek kalmayabiliyor.
 

Hastalığın evreleri nelerdir?

Kanser tedavisini planlamak için, hekimin hastalığın evresini bilmesi gerekir. Hastalığın evresi, tümörün boyutu ve ne kadar yayıldığıyla ilgilidir. Evrelendirme, kanserin yayılıp yayılmadığını, yayıldıysa vücudun hangi bölgelerine yayıldığını öğrenmek için röntgen ve laboratuvar testlerini kapsayabiliyor. Meme kanseri yayıldığında, kanser hücreleri çoğunlukla koltukaltındaki lenf bezlerinde bulunuyor. Kanserin boyutu, çoğunlukla ameliyatla memedeki tümörün ve koltuk altındaki lenf bezlerinin alınmasına kadar bilinmez.
Hastalığın evreleri 0-4 arasındadır ve tedavi de buna göre şekilleniyor.
 
 
http://www.anadolusaglik.org/tr/tibbi-bolumler/onkolojik-bilimler/meme-kanseri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder